‘Bulgar etnik modeli’ ve Türk toplumunu şekillendirme

31 Mayıs 2016 Salı |

Nahit DOĞU

Alıştırdılar ve bir yalanı gerçeğin sırasına yerleştirdiler. Bulgaristan’da Türk toplumunun temsilcileri etnik aidiyetleri ile ilgili hak aramaya kalkıştıklarında hemen bölücü, aşırı milliyetçi ve Türkiye’nin beşinci kolu damgasını yiyiyor.
Dinleri ile ilgii bir hak arayışına girişirler ise radikal islamcı etiketini buluyorlar karşılarında.
1990 yılında Komünist rejimin çökmesinden sonra toplumun anlayışına sanal bir sınır yerleştirildi; Buraya kadar isteyebilirsin ancak buradan sonrası olmaz...  İstersen ‘Bulgar etnik modeli’ne karşısın demek.
Evrensel hakların çerçevesinin çok altında bulunan söz konusu sanal çizgiyi geçmek isteyenlere bölücü, aşırı dinci ve hain damgası vuruluyor ve ötekileştiriliyor. Psikolojik savaşın bir silahı haline getirilen, Türk toplumunu şekillendirme stratejisinin bir parçası olan ve gerekli gereksiz kullanılan ‘Bulgar etnik modeli’ ifadesi işte bu çizginin kendisi.

Bölünmeyelim aptallığı ile 25 yıldır Türk azınlığının çok katmanlı sosyal, ekonomik ve kültürel varlığını bir siyasi partinin eline teslim etmiş olan Türkiye’nin bir daha düşünmesi gerekiyor. Hele ki, söz konusu siyasi parti ‘Bulgar etnik modeli’ni 25 yıldır savunduysa.
Sorgulama hakkınızı kimseye vekalet etmeyin.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

nahit doğu'nun yazısı gerçekten oradaki türk ve müslüman toplumunun sorgulanmaya başlanan meşru sosyal isteklerinin sözde temsilcilerinin bu temsiliyetteki hak- hukuk arayışlarının neresinde oldukları tartışılıyorken, kendini "merkez"de gören bu mezkur partilerin ve yöneticilerin oy devşirdikleri hitap kesiminin ne badirelerden geçtiklerini çok değil 27 sene öncesinin tarihine bir daha göz atarak güdecekleri politikaları belirlesinler..!unutmuşlarsa şuraya zulüm nostaljisi yaparak kısa bir not düşelim.!..."Asimilasyon politikaları kapsamında Türk isimleri Hıristiyanlaştırılmış, okullarda Türkçe eğitim verilmesi yasaklanmış, İslami tatiller kaldırılmış ve bununla birlikte İslami gelenekler yasaklanmıştır. Bu dönemde 1984’e kadar devlet tarafından desteklenen Türkçe yayın yapan gazete, dergi ve radyo istasyonlarının da yasaklandığını görürüz. Bulgaristan’ın uygulamaya koyduğu “kültürel soykırım” Türkler ve Pomaklar tarafından gösterilere neden olmuştur.vs.diğer mülk ve mal eksenli mağduriyetler cabası.." tabi yukarıdaki zulümlerin bugünkü karşılığı "demokrasi"kılığında iyimserleştirilmiş müslüman-türk kavramını dejenere eden kominizm menşeili baskı ve zulümün uygulamaları bugün itibarıyla silah yerine bilinçsizleştirme,oradaki toplumu kendi aidiyetlerine yabancılaştırma nizamına bürünmüştür. günümüz siyasetinde çoğu ülkelerde olduğu gibi,bulgaristan'da da artık dini ve kültürel açıdan bize ait olan bazı hassasiyetleri unutturmak,kendi kültürlerine entegre ederek müslümanlar arasında çözülme ve melezleşmeyi sağlamak olduğu görülecektir. hatta buna katkı olarak "ajan" ve işbirlikçi rol verilen diğer unsurları da yamayarak.. benim anladığım nahit doğu'nun yazısına konu olan 'bulgar etnik modeli'de bu olsa gerek.!

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.